15 Aralık 2015 Salı

Eceabat Tepeleri

Tarih:05.12.2015 
Mesafe: 35 km 
Yol Arkadaşları: Mehmet KAZANCI, Ayşen AKGÜN, Cumali ÖZLER, Eftal YILDIRIM, Erhan AÇAR, Fettah UYANIK,Tuğba AÇAR
Route 3,353,254 - powered by www.bikemap.net
 


Gidilmedik köy, geçilmedik yol, çıkılmadık zirve kalmayıncaya kadar pedallamaya devam demiştik. Bisikletle merkez ilçeye bağlı tüm köylere gitmenin yanısıra, yakın ilçelerin de bir çok ilçesine gittik birlikte. Eceabat'ın köylerini tamamladıktan sonra bir de dağ yollarına dadandık. Lapseki'nin, Gelibolu'nun Ezine'nin de bir çok köyüne pedalladık. Aynı yollardan defalarca geçmek yerine alternatif yollar kullandığımızı bizi takip edenler yakından bilir. www.bisikletlecanakkale.com adresimizdeki "Yol Arkadaşları" bölümünde de geçtiğimiz yollar görsel bir şekilde duruyor. Yakın çevredeki yangın gözetleme kulelerine tırmanışların ardından yakın çevredeki zirvelere tırmanmayı hedeflemiş, Ağı Dağı, Dede Dağı gibi yakın evrenin en yüksek iki zirvesine tırmandıktan sonra kenti çevreleyen irili ufaklı tepeleri de tırmanmıştık, biri hariç... Aslında Tuğba ve Cumali'nin daha önce bu tepeye çıkmışlığı, Erhan ve Sertaç'ın ise köpekler nedeniyle yarım kalmış teşebbüsleri var ama grup olarak toplu şekilde bu zirveye hiç çıkmadık. Yükseklik olarak daha önce çıktığımız zirvelerin yanında alçak kalmasına rağmen konumu nedeniyle müthiş manzaralar sunacağına inandığımız bu tepe Eceabat-Gelibolu karayolu üzerinde ilerlerken Akbaş Şehitliği ve Ilgardere köy yolu arasında kalıyor ve halk arasında Bakacak Tepesi olarak biliniyor. Katılım iyi, hava da güzel olunca uzun süredir aklımızda olan bu tırmanışı bu hafta gerçekleştirmeye karar veriyoruz. 10:00 feribotuyla karşıya geçmek için iskele meydanında buluyoruz. İstanbul'dan gelen misafirleriyle karşı tarafta turlamaya karar verip bizimle aynı saatte iskelede buluşan Hüseyin abi ve arkadaşlarıyla karşılaşıyoruz.
Feribot yolcuğunun sonunda Eceabat iskelesindeyiz. Küçük bir alışveriş arasının ardından Kirte koyuna doğru ilerliyoruz.
Eftal, bisikletinin arka lastiğine hava basmak için Eceabat çıkışındaki  benzin istasyonuna girdiğinde Hüseyin abi ve arkadaşları bize el sallayarak geçiyorlar yanımızdan.
Eftal'in işi tamamlanınca Kirte koyuna doğru ilerleyip koyun hemen üst tarafında bulunan radara ulaşmak için koyun yanında bulunan toprak yola giriyoruz. Yolun ilk metrelerindeki yüksek eğimli bölümde ilerlemek zor olsa da daha sonraki bölümler bisikletle ilerlemek için uygun eğimde. Bir de tırmanırken köpeklerle uğraşma derdi olmasa ne iyi olurdu.. Neyse çok havlasalar da saldırıya geçmiyor yol üstündeki ağılın çoban köpekleri.
Kısa mesafede yükseğe tırmandığı için kullandığımız yol "S" çizerek ilerliyor, ama bazen sağımızda, bazen de solumuzda kalan Kirte koyu ve boğaz harika manzaralar sunuyor bize. Manzaranın güzelliği biraz da olsa azaltıyor turun ilk kilometresinde karşımıza çıkan yüksek eğim eziyetini.
Döne döne tırmanıp ulaşıyoruz radara. Bugüne kadar hep karşıdan baktığımız radarın dibindeyiz şimdi. Bakalım buradan Çanakkale ve Boğaz nasıl görünüyor.
Önde Kirte Koyu, ortada Eceabat ve daha geride Kilitbahir
Çanakkale, Anadolu Yakası
Solda Çanakkale, sağda Kilitbahir.. Anadolu ve Avrupa arasında uzanıp giden Çanakkale Boğazı ve üzerinde Marmara Denizine doğru ilerleyen gemiler.
Zirveye çıkılır da toplu fotoğraf çekilmez mi?
 Fotoğraf çekiminden sonra  radarı arkamızda bırakıp aşağıya doğru ilerliyoruz
Henüz bir kaç metre ilerleyebilmişken manzara yeniden kesiyor yolumuzu. Anlaşılan bu manzara karşısında ilerlemek zor olacak bu turda. Manzaranın cömertliği karşısında tepkisiz kalmak olmaz deyip, bisikletlerimizi bırakıyor ve bu defa farklı bir noktadan bakıyoruz manzaraya.
Bu noktadan Kirte koyu görülmüyor. Tam karşımız Anadolu Yakası ve Nara Burnu. Dumlupınar Denizaltısı buralarda biryerde. Denizaltının olabileceği yerleri gözlüyoruz uzun uzun.
 Bu da panaromik görüntüsü
Bu manzaraya karşı kayıtsız kalınamazdı. Fettah'ın kurgusuyla içimizdeki canavarları salıyoruz Eceabat tepelerinden boğaza karşı..
Yolumuz uzun yola düşmek lazım yeniden. Nereye mi gideceğiz? Karşıda bulutların altında görünen tepeye gideceğiz. Yani boğazı sağ yanımıza alıp bir tepeden bir tepeye uzanacağız..
 Ama önce bulunduğumuz tepeden inmek gerek.
Radarın bulunduğu tepeden Bigalı köy yolunun bulunduğu obaya doğru inişimizi tamamlayıp, tarlaların içinden geçiyoruz.
Tarlalar arasındaki toprak yolu takip ederek Eceabat-Gelibolu karayoluna çıkıp Bigalı Kalesine kadar asfalt yoldan ilerliyoruz. Bigalı Kalesinin karşısındaki kavşaktan içeri girip Bigalı köyüne doğru değil de Yalova köyüne doğru ilerleyen yola giriyoruz. Bu yol her ne kadar kısmen bozulmuş olsa da asfaltla kaplı.  Radar tırmanışımız kadar olmasa da bu yol da tırmanış içeriyor. Son zirve tırmanışımız öncesindeki ikinci tırmanışımız bu. Ara yoldan Yalova yoluna iniyor ve bu yol üzerindeki tek virajın yanından ormanın içine doğru ilerleyen toprak yola giriyoruz. Zirveye kadar takip edeceğimiz yolun ilk metrelerindeki eğim oldukça dik. Eğimin dik olması ve zeminde büyük ve boş taşların olması bu bölümü bisiklet üstünde geçmemize izin vermiyor. Doğal olarak alıyoruz bisikletleri elimize..
Dik bölümü geçip nispeten daha düz bölüme ulaştığımızda manzara da kendisini göstermeye başlıyor.
Tırmanırken panorama
Zirveye doğru ilerlerken  önümüze çıkan dağ çileklerini de görmezden gelmiyoruz. Dağ çileği yemek için sık sık  mola veriyoruz yol boyunca.
 Dağ çileklerini yiyip devam ediyoruz tırmanmaya..
 Çıkacağımız tepe karşıda tüm heybetiyle bizi bekliyor.
Eğimin dikleştiği, zeminin bozulduğu yerlerde bisikletlerimizi elimize alarak çoğunlukla da bisiklet üzerinde geçiyoruz bu bölümü. Nihayet uzun süredir düşünü kurduğumuz ve manzarasını merak ettiğimiz zirvedeyiz. Sol taraf Lapseki-Çardak, sağ taraf ise Çanakkale... sol kıyıda uzanan burunun arka tarafı Burhanlı. Yapılacağı söylenen boğaz köprüsü bu noktadan net bir şekilde görülecek ve belki de en güzel göründüğü yer burası olacak. Gerçi karşı yakada Lapseki İlyasköy'den daha yakın ve karşıdan bir görüş elde edilebilir ama oradan da hem köprüyü hem de Çanakkale'yi görmek mümkün olmayacaktır. Neyse yapılsın da görürüz.. Şimdi manzaranın tadını çıkarma vakti. Nasıl uzun süre düşlediğimiz kadar varmış değil mi?
Böyle manzarayı bulunca tadını çıkarmak gerek deyip veriyoruz kendimizi fotoğrafa...
Selfie çubuğuyla farklı bir açı yakalayınca açının da pozların da dibine vuruyoruz..
Solda Lapseki-Sağda Çanakkale Boğaz Panaroma
Solda Çanakkale-Sağda Ilgardere Saroz Panaroma
Bulunduğumuz noktadan; Boğaz Girişini, Ege Denizini, Gökçeada'yı, Semadirek'i, Saros Körfezini, Ece Limanı'nı, Kumköy Ovasını, Uzun Hızırlı Göletini, Ilgardere'yi görmek mümkün.
Zirvede yemeğimizi yiyip fotoğraf çekimlerini tamamladıktan sonra dönüş için hazırlanıyor, hazırlıklarımızı tamamladıktan sonra düşüyoruz yola.
Çıkış zaman zaman zorlasa da iniş kolay ve zevkli.. Karşıdan vuran güneş ve muhteşem boğaz manzarasına karşı, güzel bir zeminde problemsiz ve bir o kadar mutluluk verici bir iniş gerçekleştiriyoruz. Çıkışımız uzun süre alsa da zirveden inişimiz yaklaşık 20 dakika sürüyor. Çekirdeği çitleyip bir avuç çekirdek içi biriktirdikten sonra bunları bir çırpıda yemek gibi bir durum bu...
Zirveye çıkarken kullandığımız yoldan değil de Akbaş Şehitliği'ne ulaşan yoldan gerçekleştiriyoruz inişimizi.  İnişin tadı ve mutluluğunu Akbaş Şehitliğinin çevresindeki çimenlerin üzerinde devam ettiriyoruz.
Dönüşümüzü Gelibolu-Eceabat karayolu üzerinden gerçekleştiriyoruz. Bu arada tünel çalışması da oldukça ilerlemiş, yakın bir zamanda tamamlanacak gibi görünüyor. Tünellerin açılıp yolun geliş ve gidiş olarak ayrılması, yolu bisiklet trafiği açısından daha uygun hale getirecektir. Merakla bekliyoruz bakalım tüneller ne zaman tamamlanacak ve kullanılmaya başlanacak.
Tüm tırmanışların başladığı noktada, Kirte koyundayız. Tırmanışlara başladığımız toprak yol arkamızda uzanıyor, biz Eceabat'a doğru yol almaya devam ediyoruz. Eceabat'a ulaştığımızda 5 dakika farkla feribotu kaçırıyoruz ve 16:00  feribotunu beklemeye başlıyoruz. İskelede çay içerken Mİchale Ballack'a Beşiktaş arması giydirmiş bir motosiklet dikkatimizi çekiyor, kısa bir süre motosikletin sahibiyle muhabbet ediyoruz.
16:00 feribotuyla Çanakkale'ye dönüyoruz. Güneşli ve rüzgarsız bir havada güzel bir tur oldu. Bir çoğumuzun daha önce bakmadığı noktalardan baktık Çanakkale'ye ve boğaza bu turumuzda. Biz turda çok zevk aldık, umarız siz de okurken bizimle aynı duyguları yaşamışsınızdır. Başka turlarda görüşmek üzere bizi izlemeye devam edin.