Mesafe: 80 km
Yol Arkadaşları: Cumali ÖZLER, Eftal YILDIRIM, Erhan AÇAR, Fettah UYANIK, Hüseyin ÖZDEN, Sertaç KASAPLAR, Tuğba AÇAR, Yakup GÜNCÜM
Yazan:Cumali ÖZLER
Route 2,977,330 - powered by www.bikemap.net
Hafta içinde Çanakkale’de poyraz
olması hafta sonunda havanın nasıl olacağı konusunda herkeste
merak oluşturdu. Neredeyse günde birkaç kez poseidona başvurur
olduk ve havanın tam bir bahar havası olacağını öğrendikten
sonra, saatlerin de ileri alınmasıyla uzun bir rota çıkartıldı bu
hafta rotayı ben (Cumali) yaptığımdan dolayı tur yazısı yazmak da bana
kaldı Ben, Erhan, Tuğba,
Yakup ve Eftal yeni açılan AVM’lere inat her zamanki yerimiz olan
Kipa da toplanıyoruz ve alışverişimizi yapıyoruz. alınacaklar
listesinde sucuk var ;) Böylesine bir havada sucuk olmazsa olmaz
değil mi Hüseyin? Kipa’dan ihtiyaçlarımızı aldıktan sonra
yola çıkıyoruz. Ayşen rahatsız olduğundan, Mehmet de şehir dışında olduğundan dolayı bu haftaki
tura katılamıyor.
Kepez’de oturan Sertaç, Hüseyin,
Fettah aramıza İzmir yolundan katılıyor. Fettah bugün sucuk
yapmak için zamanın kalmayacağını ısrarla dile getiriyor.
Fettah sucuk yapamayınca yanında getirdiği elma ve portakala
muhtaç kalacağımızı söylüyor:)
Çınarlı köyüne ulaşıyoruz.
Önümüzdeki köylerde çay bulamayacağımızı düşünürsek
Çınarlı köyünde çay içmezsek olmaz tabi.
Fettah burada da zamanın yetmeyeceğini söylemeye devam ediyor
Çaylarımızı bitirdikten sonra Denizgöründü’ye doğru yola çıkıyoruz.
Bol iniş çıkışlı bir rota olduğunu düşünüyoruz fakat böyle güzel bir havada pedallamak kimseyi yormuyor ki
Çaylarımızı bitirdikten sonra Denizgöründü’ye doğru yola çıkıyoruz.
Bol iniş çıkışlı bir rota olduğunu düşünüyoruz fakat böyle güzel bir havada pedallamak kimseyi yormuyor ki
Denizgöründü’ye giderken daha
önceki bir turumuzda yaşadığımız deprem aklımıza geliyor.
Deprem olduğunda bir çoğumuz bu ağacın altında moladaydık, aç
susuz oturmuştuk bizi düşünmüşler ve o ağacın yakınana çay
ocağı açmışlar sanırım yani ağaçtaki yazıdan bunu anladık;)
Rüzgargüllerin yanından geçipte
durmamakta olmaz. Burda bir termik santral olsaydı resim çekilmeyi
bırakın yanından geçebilir miydik ?
Tuğba kolunu kırdığı inişini
buradan başladığını hatırlıyor. Ama çok güzel inişti demeyi
de eksik etmiyor.
Rüzgar güllerinin altındaki fotoğraf çekimlerimizden sonra yeniden düşüyoruz yola.
Denizgöründü’ye ulaşıyoruz ve vakit kaybetmemek için köyün içine girmeden devam ediyoruz yolumuza.
Denizgöründü’ye ulaşıyoruz ve vakit kaybetmemek için köyün içine girmeden devam ediyoruz yolumuza.
Salihler barajına geldik burasının
yolları Atikhisarı andırıyor. Baraj setinde ki su ve yeşilin
bütünlüğü çok güzel bir görüntü ortaya çıkartıyor. Bu
güzelliğe bizde eklenince neler ortaya çıkacağını siz düşünün
Önümüze sürü geçiyor benim sürü ile özçekim denemelerim oluyor. Özçekim yapmaya çalışırken de Sertaç kendisini çektiğimi sanıyor
Ve inişli çıkışlı yolların ardından Boğazın girişi bizi karşılıyor.
Ve inişli çıkışlı yolların ardından Boğazın girişi bizi karşılıyor.
Ovacık köyüne ulaşıyoruz.
Fettah’tan aldığımız bilgilere göre köyde genelde mezbalar
var. Herhangi market veya çay içebileceğimiz bir yer bulunmuyor.
İniş çıkışlardan olsa gerek
mataralarımızda su kalmadı bulduğumuz su kaynağından
mataralarımız dolduruyoruz.
Kemerdere ayrımına geliyoruz. Civler
köyüne bakkaldan içecek almaya gidiyoruz.Civler köyü girişinde bizi daha 2
günlük kuzular karşılıyor.
Biz köye girince kapalı olan kahve ve bakkal açılıyor Kahveye girince sırayla hepimiz köyün takımının olduğu posteri Televizyon sanıyoruz.
İhtiyaçlarımızı alıp tekrar Kemerdere ayrımına geri dönüyoruz.
Kemerdere’ye ulaşıyoruz. Burası Fettah’ın köyü tabi köyün ve kemerin tarihini ondan öğreniyoruz. Fettah’ın büyük büyük dedesi Hector Truva’ya su götürmek için yaptırmış burayı.
Biz köye girince kapalı olan kahve ve bakkal açılıyor Kahveye girince sırayla hepimiz köyün takımının olduğu posteri Televizyon sanıyoruz.
İhtiyaçlarımızı alıp tekrar Kemerdere ayrımına geri dönüyoruz.
Kemerdere’ye ulaşıyoruz. Burası Fettah’ın köyü tabi köyün ve kemerin tarihini ondan öğreniyoruz. Fettah’ın büyük büyük dedesi Hector Truva’ya su götürmek için yaptırmış burayı.
Artık acıktık sucuklarımızı
yapmak için bundan güzel bir ortam olamaz heralde. Hazırlıklara
başlıyoruz daha önceden hazırlanmış bir ocak bulup onun üzerine
yakacak bir şeyler toplamaya başlıyoruz.
Bu arada aramızda et yemeyi bırakan
Sertaç evden getirdiği yemeğini hazırlıyor ve Ayşen style diye
ekliyor
Sertaç hareketsiz bir dakika bile geçiremem deyip spora başlıyor. Yediğini yakmaya çalışıyorsan fazla kasma Sertaç nasıl olsa Fettah doğa yürüyüşüne çıkartacak ;)
Artık sucuklarımızı pişirmeye
başlıyoruz. Gözlerimizdeki mutluluk görülmeye değer.
Sertaç hareketsiz bir dakika bile geçiremem deyip spora başlıyor. Yediğini yakmaya çalışıyorsan fazla kasma Sertaç nasıl olsa Fettah doğa yürüyüşüne çıkartacak ;)
Karnımızı doyurduktan sona Fettah bizi Kemere çıkarmayı istiyor. Ben,Erhan,Tuğba,Hüseyin ve Yakup çimlere yatmayı tercih ediyoruz. Fettah, Sertaç ve Eftal Kemer’e çıkmak için yola koyuluyorlar .
Havanın sıcaklığı suyun sesi bizi resmen uyutuyor. Yakup’un bahar çiçekleriyle kadrajı görülmeye değer
Havanın sıcaklığı suyun sesi bizi resmen uyutuyor. Yakup’un bahar çiçekleriyle kadrajı görülmeye değer
Fettah, Sertaç ve Eftal Kemerin
üzerine ulaştılar. Evet çok güzel bir manzara var Kemerin
üzerinden ama biz halimizden çok memnunuz.
Artık toplanmaya başlıyoruz gitmeden
Kemerdere’yi arkamıza alıp toplu bir fotoğraf çekilmemek olmaz.
Yolda giderken Ninja Kaplumbağa
görüyoruz. Bu kaplumbağa bildikleriizin aksine çok hızlı
hareket ettiğinden foto çekemiyoruz ve tabiki Fettah olaya
müdahele ediyor İşte
ortaya çıkan görüntü, burun deliklerine bak;)
Dümreğe doğru yola çıkıyoruz.
Dümrek’ten İzmir yoluna çıkıp İntepe’ye kadar İzmir yolunu
devam ederek dağ yolundan Karanlık Limana inmeyi planlıyoruz.
Güzelyalı’da bir yerde mola
veriyoruz. Fettah’ın zaman yetmez dediği turda tur sonu keyif
çayımızı bile içiyoruz