13 Nisan 2015 Pazartesi

Eceabat Köyleri Turu

Yol Arkadaşları: Ayşen AKGÜN, Eftal YILDIRIM, Erhan AÇAR, Hüseyin ÖZDEN, Sertaç KASAPLAR, Tuğba AÇAR, Yakup GÜNCÜM
Yazan:Ayşen AKGÜN


Route 2,947,619 - powered by www.bikemap.net

Baharı bekleyen kumrular gibiydik tüm hafta boyunca. Havanın ısınacağı duyumlarını Poseidon’dan alıp öğlene doğru hafif bir yağmur geçişi ile karşılaşacağımızı bile bile yollara koyulduk bu Cumartesi de. Seviyoruz işte! Hem bisikleti, hem Çanakkale'yi, tabi ki de Bisikletle Çanakkale’yi! Bugünkü turumuz Kilitbahir’den başlayıp Gelibolu yarımadasındaki 8 köyü dolaştıktan sonra Eceabat’ta son bulacak. Eftal, Yakup, Hüseyin, Sertaç, Tuğba, Erhan ve ben(Ayşen) saat 10:15 motoruyla Kilitbahir'e geçmek için iskelede buluşuyoruz. Biletleri alıp gemiye biniyoruz,şimdilik hava dingin. Ve 15 dakika sonra Kilitbahir’deyiz. 
Deniz geçişimiz sırasında yağmasa da Kilitbahir'de sağanak yağmur karşılıyor bizi. Yağmurun dinmesini beklemek için iskeledeki kahveye sığınıyoruz. İlk çaylarımızı da bu sayede yudumluyoruz.
Yağmur biraz sonra diniyor ve toparlanıp turumuza başlıyoruz. Eceabat’a doğru pedallıyoruz.
Çevre yolundan devam edip Eceabat çöplüğüne giden yola sapıyoruz. Yolumuz toprak ama yağmur kısım kısım yağdığından çok da çamurlanmamış olduğunu görüp seviniyoruz. Çöplüğe çıkan bayırın ardında kalan manzaraya doğru ilk bas,koş,çek pozumuzu veriyoruz. Ah şu selfie çubuğunun bile kumandası var ama Canon’umuzun bir kumandası henüz yok.
Eceabat çöplüğünü geçtikten sonra yol üçe ayrılıyor. Başta rotaist olmayınca ya şundadır ya bunda helvacının kızında tahminiyle grubu ortadaki yoldan ana yola yönlendiriyorum. Neyse ki hepsi aynı yere çıkıyormuş. Aslında rotaist akşam uyarmıştı burada yolların ayrıldığı ve hangi yolun nereye çıktığı konusunda ama yol ayrımında insanın aklına gelmiyor bir türlü bu uyarılar.
İndiğimiz sapaktaki çeşmede mataralarımızı doldurup Kocadere yol ayrımına doğru pedallıyoruz.
Son derece sakin ve kuşların cıvıltıları eşliğinde bisikletlerimizi köye doğru sürüyoruz. Yolda karşıdan gelen 3 bisikletçi ile karşılaşıyoruz, birbirimize selam verip geçiyoruz. Onların bizi tanıdığını ancak tempomuzu bozmak istemedikleri için durdurmadıklarını tur sonrasında öğreniyoruz. Tur sonrası  sanal ortamdaki yazışmalarımızdan "Gökçeada Bisikletlileri" olduğunu anladığımız arkadaşlarla durup tanışamamış olmaktan dolayı hayıflanıyoruz.  Neyse, Çanakkale küçük, bir gün yine biryerlerde karşılaşır, hatta ortak etkinlik bile yaparız. Buradan kendilerini selamlıyor ve birgün birlikte pedallamak dileğiyle diyoruz.
Kocadere’ye giriş yaptığımızda hava da iyice ısınmaya başlıyor. Köyü ve kahvesini çok beğeniyoruz, çay molası veriyoruz. Kocadere gençlik kolları da orada, bizi ilgiyle karşılıyorlar. Tevekkeli içimizin ısınması onlara, kendilerini demokrat ve aydın olarak tanıtıyorlar. Bir de üzerine çaylarımız için elimizi cebimize attırmıyorlar. Kendilerine teşekkür edip ayrılıyoruz köyden.
 Meydanda birkaç pozdan sonra da köyden ayrılıyoruz. Şimdi önümüzde Büyükanafartamız var.
Aslında şurada bir toprak yol olmalıydı derken kendimizi asfaltta inişe geçmiş olarak buluyoruz. Olmamız gereken rotadan çıkmışız da haberimiz yok...
Büyük Anafartamıza vardığımızda Kocadere’de gördüğümüz sıcaklığı nedense göremiyoruz.  Burada yemek molamızı veriyoruz, mola bitiminde fazla vakit kaybetmeden Küçük Anafartalar’a doğru yollanıyoruz.


Hava daha da ısınınca montları çıkarıyoruz. Yaşasın bahar! Kollar, bacaklar fora! Merhaba yalnız çoban, merhaba yeni doğmuş kuzucuklar, kuşlar, böcekler, çiçekler… Grubun çoban amcayla sohbeti esnasında girilebilecek toprak yol kalmış mı diye son bir umut telefonumda rotaya bakıyorum. Erhan da o esnada "boşver, böyle de iyidir!" der gibi gülücüğünü atıyor kameraya. Battı balık yan gider hesabı artık asfalt yoldan şaşmayalım diyoruz.
Küçük Anafartaları teğet geçip Yolağzı’na doğru sürüyoruz bisikletlerimizi. BÇ nerede bir koltuk takımı görse davetsiz misafir gibi gelip başköşeye kurulur :) hoş geldik beş gideriz icabında. Ve Yolağzı’ndayız egzotik bir girişi var. Yosun tutmuş kayaların üstünde birkaç poz daha alıyoruz. Köye uğramadan ilerliyoruz Kumköy’e doğru.
Yolumuzun üstünde Uzunhızırlı göleti var. Bulutların dansıyla göletin etrafından devam ediyoruz. Kumköy’ü de geçip şair Ece AYHAN’ın mezarının bulunduğu ve geçtiğimiz yaz adına etkinlik düzenleyip şairimizi anmak için geldiğimiz Yalova’ya varıyoruz. Son molamızı da burada veriyoruz.
Hava ağırlaşmaya başlıyor, belli ki iyi yağacak, bir an önce Eceabat’a doğru dönüşe geçiyoruz.
Mevsimin son yağmurlu turunu yapmış olma ümidiyle bu haftayı da böyle bitirmiş oluyoruz. Bir sonraki hafta görüşmek dileğiyle… Bizi izlemeye devam edin lütfen.

1 yorum:

  1. Çanakkale Şehitlikleri bölgesine yapmış olduğunuz gezileriniz sonrası bölgemizi tanıtan bu yazıyı blogunuzda paylaştığınız için bölgede hizmet veren bir turizmci olarak teşekkür ederim. Bölgeyi ziyaret edecek tüm misafirlerimize her türlü konuda yardımcı olabiliriz. http://sehitlikturu.gen.tr/canakkale-sehitlik-turu.html

    YanıtlaSil