20 Kasım 2015 Cuma

Yarımada Dağ Parkuru

Tarih:13.09.2015 
Mesafe: 35 km 
Yol Arkadaşları: Mehmet KAZANCI, Fettah UYANIK, Hüseyin SUDA, Haluk EKİCİ, Murat GÜNEY, Yener ER



Route 3,338,431 - powered by www.bikemap.net
Bu haftaki turda misafirlerimiz var. Uzun süredir birlikte pedallama şansı bulamadığımız Hüseyin abi bu hafta bizimle. Hem de İstanbul'dan arkadaşlarıyla birlikte. Hüseyin abi bir gün önce arkadaşlarıyla Ağı Dağı tırmanışı gerçekleştirdiği için bu haftaki turumuzu Yarımadanın dağ yollarında yapalım istedik. 9:45 motoruyla Kilitbahir'e geçiyoruz.
Kilitbahir'e geçtikten sonra Eceabat yönünde ilerliyoruz. Hedefimiz yeni yapılan şehitliğin yan tarafından tırmanıp yangın şeridine çıkmak.
Turun daha ilk metrelerinde tırmanmaya başlamak pek istenen bir durum olmasa da arkada bıraktığımız manzaranın güzelliği bu olumsuz durumu yok saymamıza yetiyor.
Orman yolundan tımanıp yangın şeridine ulaşınca eski bir taş yapı karşılıyor bizi. Yapım şekli ve görüntüsü tabyaları andırsa da bu yapının restorasyonuna ilişkin herhangi bir  girişimde bulunulmamış. İki odadan oluşan ve zeminin altına doğru yaklaşık 1 yarım metre inen yapının savaş döneminde askerlerin yaşam mahalli olarak kullanılmış olabileceğini düşünüyoruz.
Bu yapının önünde topluca fotoğraf çekilip yolumuza devam ediyoruz.
Yukarılardan Eceabat manzarası  oldukça etkileyici
Çamburnunun arka tarafından uzanan orman yoluna inmek için insan boyu otların arasında tarla sürüşü gerçekleştirirken Yener'in  arka attırıcısı kırılıyor. Haluk uzun denemeler sonunda bisikleti sabit vitese dönüştürse de, Yener'in bu bisikletle parkurun geri kalanını tamamlaması mümkün olmayacağından Yener için tur burada noktalanıyor. Her ne kadar zincirde bolluk kalsa da sabit vites Yener'i asfalt üzerinden Kilitbahir'e kadar götürebilecek durumda.
Yener bol zincir, tek vitesli bisikletiyle Kilitbahir'e doğru ilerlerken biz de Ecaabat'ı karşıdan gören ve Kilitbahir platosunun çevresini dolaşan orman yoluna iniyoruz.
Bu yoldan Kilitbahir'i izlemek mutluluk verici.
Günün ilk lastik problemi. Haluk'un bisikletinin arka lastiğinin havası azalmaya başlayınca öncelikle hava basıp yola devam ediyoruz. Şimdilik lastik değiştirmeye gerek yok. Bakalım ne kadar gidebilecek bu şekilde.
 Bu parkur doğal yapısıyla güzel kareler sunuyor bize.
Haluk'un bisikletinin arka lastiği ikinci defa problem çıkarınca lastiği değiştirmekten başka çare kalmıyor. Ancak bu defa lastik problem çıkarmasa da pompa nazlanıyor. Neyseki halledip düşüyoruz yola yeniden.
Bugünkü çay molamız Behramlı köyünde. Çaylarımızı içip karnımızı doyurduktan sonra yola koyulmak için bisikletlerimizin başına geldiğimizde bu defa da Murat'ın lastiklerinin indiğini görüyoruz. İki lastiği de değiştirdikten sonra yeniden koyuluyoruz yola.
Hedefimiz Kilitbahir ama Soğanlıdere'deki asfalt yoldan gitmeyeceğiz bu defa. Behramlı'nın çıkışındaki virajdan tepeye doğru tırmanıp yangın şeritlerinden ilerleyerek Havuzlar Şehitliğine inmeyi planlıyoruz. Ama yolumuzu yılanlar kesiyor. Her ne kadar küçük olsalar da oldukça hareketli oldukları her hallerinden belli. Fettah'ın görüşüne göre bu turda karşılaştığımız her iki yılan da zehirliymiş. Yılanla hatıra fotoğrafı çektirip devam ediyoruz yolumuza.
Zaman zaman yangın şeridinden zaman zaman orman yollarından devam ediyor rotamız.
Ormanın derinliklerinde, dağın zirvesinde beyaz bir köpek karşılıyor bizi. Fettah ve Murat köpeği severken biz ortamdan uzaklaşıyoruz, sonra onlar köpeği arkada bırakıp geliyorlar bizim yanımıza..
Ve bu turun en can alıcı noktası. Çanakkale, Kepez ve eşsiz boğaz manzarası. Ve dağ çilekleri. Ve cennetteyim hissi. Ve derin derin içine çekmek nefesi...
Gökyüzünden yere çakılırcasına yangın şeridi üzerinden gerçekleştirdiğimiz iniş müthiş zevkliydi. Zaman zaman yangın şeridi o kadar dikleşiyordu ki bisikletten inmek kaçınılmaz oldu. Yangın şeridinin sonunda çalılıkların arasından geçerek ulaşıyoruz Havuzlar bölgesine.
Saniyelerle kaçırsak da 17:15 feribotunu, bir sonraki feribota kadar geçecek yarım saatlik dilimi Kilitbahir Kalesinin üst tarafındaki çay bahçesinde çay içerek değerlendiriyoruz. İstanbul'dan Çanakkale'ye gelerek bu haftaki turda bizimle birlikte pedallayan Haluk EKİCİ, Murat GÜNEY ve Yenere ER'e ve tabi ki de Hüseyin SUDA'ya teşekkürler. Biz birlikte tur gerçekleştirmekten zevk aldık umarız onlar da mutlu olmuş, rotalarımızı beğenmişlerdir. Yeni bir turda yeniden birlikte olmak dileğiyle. Bizi izlemeye devam edin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder