11 Ekim 2016 Salı

Tarlalardan Patikalardan Kemel

Tarih: 01.10.2016
Mesafe: 24 km
Yol Arkadaşları: Mehmet KAZANCI,Cumali ÖZLER, Sertaç KASAPLAR, Tuğba AÇAR

Geçen haftaki turun tadı henüz damağımızdayken bu hafta da Cumartesi hemen geliverdi. Geçen haftaki Atikhisar turuna katılan Kerem ve Fettah işleri olduğu için bu hafta yoklar. Ancak geçen hafta şehir dışında olduğu için katılamayan Cumali ve sınavı olduğu için katılamayan Tuğba aramızda.. Ve bir de... "Dağ yollarını kullanarak çıkalım Kemel'e" sözümüzü tamamen yanlış anlayıp yeni aldığı Suvuyla buluşma noktamıza gelen Ayşen.. Kış aylarına doğru grup eski katılımını yakalamaya başlıyor ancak kış bir türlü gelmiyor.  Kemel'e çıkacağımız için buluşma noktamız her zamanki gibi 116 kavşağındaki simitçi... 
Milyorluk bisiklete, çok milyorluk arabaya binen Ayşen varken bizim çay parasını vermemiz ayıp olur, ödeme yönünde gerçekleştireceğimiz herhangi bir girişimi kendisine yapılmış hakaret olarak algılayabilir diye düşünüp bu haftaki çay ücretlerini ödemeyi Ayşen'e bırakıyoruz. Yani kısaca bu haftaki tur sponsored by Ayşen AKGÜN... Sağolsun çay ücretlerinin yanında çok milyorluk arabasıyla da fotoğraf çekilmemize izin veriyor... Biz de milyorluk arabayla fotoğraf çekilmenin tadını çıkarıyoruz..
Ayşen'i ve milyorluk arabasını geride bırakıp Dörtyol'a doğru ilerlemeye başlıyoruz. Hava yazdan kalma diyeceğim ama.. Yaz bir türlü gitmediği için arkasında bıraktığı güzel hava da yok.. Bildiğin yaz günü işte...
Dörtyol-Kurşunlu arasındaki ağaçlı yol bu hafta da güzel.. bu hafta da yapraklar henüz tam sararmamış ve dökülmemiş..
Ağaçlı yoldaki fotoğraf çekimlerinden sonra eski yol üzerinden devam ediyor ve ilk tepeyi açtıktan sonra sol taraftaki tepeye doğru ilerliyoruz. Daha önceki turlarımızda kullanmadığımız bir yol bu..
Yol ormanın içinde son buluyor ama ormanın içi piknik,, kamp, fotoğraf çekimi vb. outdoor etkinlikler için çok uygun.. Durum böyle olunca biz de bu güzel ortamda çeşit çeşit fotoğraf çekimi deniyoruz. 
 Ve Tuğba'nın milyorluk yeni telefonunun kamerasından biz....
"Fotoğraf çekimlerinden sonra yeniden düşüyoruz yollara..." diyemiyoruz çünkü bu ormanlık alanın sonrasında yol yok. bundan sonrası Kemel köyünün altına kadar tamamen tarlalardan oluşuyor. Anız halindeki tarlalar, tarlaları çevreleyen dikenli teller, tarlaların bir yanında uçurumlar....
 Biz üçümüz, Tuğba tek... Aramızda teller...
Dikenli tel engelinin ardından bu kez de bisiklete binmeyi hatta yürüyerek bile ilerlemeyi güçleştiren tezekli, anızlı tarla.. sol taraf tabi ki uçurum..
Zeminin kısmen düzeldiği bölümlerde hemen biniyoruz bisikletlerimize.. Hedef karşıdaki tepeyi tırmanmak...
Kemel eteklerinde uzanan ormanın içinde yeniden patika çıkıyor karşımıza. Ama bundan sonrası Kemel'e kadar sırf tırmanış.
Kemel köyünün alt tarafında bulunan çeşmede her ne kadar su kalmamış olsa da  çeşme başındaki çınarların gölgesi bu zorlu tırmanışın ardından ilaç gibi geldi doğrusu.
Çeşme başındaki molanın ardından köyün içine doğru tırmanmaya devam ediyoruz ve sonunda Kemel köy merkezindeki kahveye ulaşıyoruz.
Günün ikinci  çayını Kemel köyünde içiyoruz ama bu kez sponsor yok. Çaylar bisikletçi cebinden... Bedava olduğundan mıdır bilinmez sabah içtiğimiz çaylar daha güzeldi sanki...

Çaylarımızı içtikten sonra arka asfalt yoldan iniyoruz Dörtyol'a sonrasında Çanakkale-Çan asfaltı üzerinden Çanakkale'ye dönüyoruz.
Bu haftaki turumuzun da sonuna geldik. Az kilometre, çok tırmanış... Az asfalt, çok toprak... Az stres, çok mutluluk... Çok çay, az masraf... Başka turlarda görüşmek dileğiyle.. Bizi izlemeye ve mümkünse çay ısmarlamaya devam edin :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder