Değirmendere-Andıktaşı-Salavat-Çiftlikdere-Terziler

Tarih: 06.04.2013
Mesafe: Yaklaşık 55 Km
Yol Arkadaşları:Mehmet KAZANCI, Yusuf ÜÇÜNCÜ, Kepez'e kadar birlikte yol aldığımız Hüseyin SUDA ve Çiftlikdere'de karşılaşıp birlikte pedalladığımız İrfan AŞIROĞLU
Güzergah: Çanakkale-Kepez-Kalabaklı-Aşağıokçular-Değirmendere-Andıktaşı-Salavat-Çiftlikdere-Terziler-Atikhisar-Kayadere-Kurşunlu-Dörtyol-Çanakkale

Bike route 2045146 - powered by Bikemap 

Çanakkale'yi ve köylerini bisikletle turlamaya bu hafta da devam ediyoruz Yusuf ÜÇÜNCÜ'yle birlikte... Tura çıkmadan önce haftasonu için Çanakkale'de olan ve daha önce de güzel bir tur gerçekleştirdiğimiz Hüseyin SUDA abimizi bilgilendiriyoruz. Bizim rotamızın genel olarak MTB'ye uygun olması, Hüseyin abide de Yol bisikleti olması nedeniyle Kepez'e kadar birlikte pedalladıktan sonra ayrılıyoruz. Hüseyin abi İntepe'ye doğru bizse  Değirmendere'ye doğru ilerliyoruz.. Kalafat köyü girişinde küçük bir ön hazırlık çalışması ve sonrasında yola koyuluyoruz.

Daha önceki haftalarda geçtiğimiz Taşlıtarla sapağının yanından ilerliyoruz.

Ardından Yağcılar ve Uşupınar sapağı... bu köyleri de sonraki turlara bırakıp Aşağıokçular ve Değirmendere'ye doğru ilerliyoruz.

Aşağıokçular köyüne doğru ilerlerken doğanın uyanışına tanıklık ediyoruz yol boyunca..

Aşağıokçular Köyünün yeni ve eski tabelaları...

Aşağıokçular köy kahvesinde çay molası veriyoruz ve kahvehanedeki yaşlı amcalarla muhabbet ediyoruz..

Hala T.C. ibaresini kalkmadığı tabelalar da var..

 Çay ve muhabbetin ardından yeniden yola koyuluyoruz hedefimiz Değirmendere..

 Aşağıokçular köyünün içine doğru ilerledikçe eski ama güzel evlerle karşılaşıyoruz. kimisi de yıkılmış tabi... yeni yapılan  evlerin eski evlerin yanında estetik ve kullanışlılık açısından çok gerilerde olduğunu görmemek mümkün değil.

Aşağıokçuların içerisinden Değirmendere'ye doğru ilerleyen yol inişli çıkışlı ama bir o kadar da zevkli. yolun tek dezavantajlı yanı maden kamyonlarını çok sık ve süratli geçmeleri.. kamyon geçince yarattıkları toz bulutunun içinde ilerlemek neredeyse imkansız..

  Değirmendere köyüne varmadan önce şırıl şırıl akan dere yatağına inerek bu güzelliği fotoğraflıyoruz.. Dere yatağı kıyısında kurulu olan köyde daha önce su değirmenlerin bulunduğu ve bu nedenle köye Değirmendere denildiğini daha önceki Elmacık köyü turumuzda öğrenmiştik.. işte bu edere de eskiden değirmenleri işleten dere..

Dere kenarındaki fotoğraf çekimlerimizden sonra köy doğru ilerliyor ve köye giriyoruz. Köyün tabelasını görmek ve ne yazdığını okumaksa ayrı bir uzmanlık konusu.

 Köyün hemen girişinde sağ tarafta yukarı doğru ilerleyen yol Elmacık köyüne gidiyor..

Değirmendere köyü..

 Değirmendere köyünün Salavat tarafından girişindeki tabela daha okunur halde..

Değirmendere'den sonra Salavat'a kadar sürekli tırmanış..

Uzun tırmanış boyunca biraz enerji almak lazım.. Fındıklar Yusuf Abiden.

 Salavat'a doğru ilerlerken sol tarafta 2-3 haneden oluşan Andıktaşı isimli bir yerleşim yeri var. Değirmendere köyünün mahallesi olarak geçiyor kayıtlarda. Taşlık ve toprak yoldan ilerliyoruz bu köye doğru. Köyün girişindeki çeşmenin çevresi doğal güzellik olarak harika görseller sunuyor bize.

 Andıktaşından ayrılıp Salavat'a doğru ilerliyoruz. Yükseklere çıktıkça çiçekler daha canlı ve kokulu.. otlar da...

 Salavat'a varmadan yol üstünde bir kuyu

Sonunda Salavat köyüne ulaşıyoruz. buradaki tabelanın da Değirmendere'dekinden pek bir farkı yok. Salavat'ta da bir kaç aile var. köy merkezinin hemen alt kısmında köyün obası var.. obada yaşayanların sayısı  merkezdekinden biraz daha fazla...

 Salavat Oba..

 Salavat'a yukarıdan bakış..

 Salavat'tan sonra tırmanmaya devam ediyoruz.ve bu tırmanış zirveye kadar devam edecek..

 Yol kenarında vurulmuş bir yaban domuzu görüyoruz.. muhtemelen baş kısmından vurulmuş ve bu noktaya geldiğinde ölüp kalmış. üstündeki kara sineklerden dolayı yanına yaklaşmak mümkün değil ama baş kısmının  hayvanlar tarafından boşaltıldığını görüyoruz.

Değirmendere-Salavat arasında yol kenarında muhabbet ettiğimiz köylü Salavat'ta sonra sola döneceksiniz sağa doğru Karapınar'a gider dediği için Salavat sonrasındaki il sapaktan sola döndük. yolda ilerledikçe bu yolun doğru bir yol olmadığını anlıyoruz ama yolun bizi nereye götüreceğini de merak ediyoruz. ve sonunda Salavat köyü üzerinde yeni açılan taş ocağına ulaşıyoruz.

Geldiğimiz yoldan geri dönüp bir önceki yola çıkıyoruz. bu yoldan ilerlerken sol tarafta bir kaç mezar görüyoruz. bir tanesi mermerli ve yeni yapılmış diğerleri taştan çevrilmiş ve daha doğal. Salavat mahallesinin mezarlığı olabileceğini düşünüyoruz. Tabi dağın tepesindeki bu mezarlıklar insanın aklına farklı farklı düşünceler getiriyor. Her ne kadar toprağın altına gömülmek terim olarak anlamını bulsa da gömülenlerin hepsi köydekilerden daha yukarıdalar..

 Ve sonunda Çiftlikdere uzaktan da olsa görünüyor..

 Çiftlikdere'ye inemeden önceki mesire yeri..

 bu tura da Jack Danields yakışırdı değil mi..

Çiftlikdere köyünün içinden geçip dere boyundaki değirmen ve şelale alanına iniyoruz. burası eskiden su değirmeniymiş. şimdi yeniden restore ediliyor. duyduğumuza göre restaurant olarak hizmet verecekmiş.. Değirmenin yanı başında oluşturulan yapay şelaleyse harika..

Çiftlikdere şelalesindeki fotoğraf çekimlerimizden sonra yeniden yola düşüyoruz ve bu aşamada bizden daha önce buraya gelmiş olan ve dönüş hazırlıkları yapan İrfan AŞIROĞLU'yla karşılaşıyoruz. ve birlikte pedallamaya başlıyoruz.

 Çiftlikdere'den sonra Terziler köyüne uğruyoruz.

 Terziler köyünden sonra Çanakkale-Çan karayolu üzerinden Çanakkale'ye doğru ilerliyoruz. Sol yanımızda Atikhisar Barajı ve Kalesi.

 Dönüş yolunda Kurşunlu köyünde çay molası veriyoruz.

 Çanakkale'ye yeni yapılmakta olan çevre yolundan giriyoruz.

Şehir mezarlığı yanındaki ÇAKAB'ın önünden yeni yapılan yola girip Ahmet Piriştina Caddesine ulaşıp turumuzu tamamlıyoruz. Kazasız ve belasız tamamladığımız turumuzun başlangıcında bizimle birlikte olan Hüseyin SUDA ve dönüş yolunda birlikte yol aldığımız İrfan AŞIROĞLU'na teşekkürler. Yeni turlarda görüşmek dileğiyle...