23 Nisan 2014 Çarşamba

Turgut Reis Tabyası ve Ötesi

Tarih: 12.04.2014
Mesafe: 35 km
Yol Arkadaşları: Mehmet KAZANCI, Ahmet DİKYAR, Ayşen AKGÜN, Burhan ULU, Cumali ÖZLER, Tuğba AÇAR, Erhan AÇAR, Fettah UYANIK, Cem UYANIK, Oğuzhan ÇAKIR, Yakup GÜNCÜM, Yunus...., Onur ÖZGÜN


Route 2,549,087 - powered by www.bikemap.net

     Kocaman bir hafta geçti 3.Şehitlere Saygı Turunun üzerinden ancak sanki dün karşı tarafta bin beşyüz civarı bisikletseverle birlikte pedallamışız gibi geliyor bizlere. Bu biraz da etkinliğe ilişkin değerlendirmelerin etkinliğin önüne geçmiş olmasından kaynaklanıyor. Çanakkale'de faaliyet gösteren ve organizasyonda görev alan grup haricinde başta Bisikletle Çanakkale olmak üzere 17 Jant, ÇOMÜ Pedal gibi grupların yok sayılmaya çalışılması ve bunun üzerine gelişen tartışmalar haftanın bir anda geçivermesini sağladı. Tartışmalar dediğime bakmayın, aslında kimseyle tartıştığımız yok. Biz sadece kendi içimizde olayın değerlendirmesini yaptık, hiçbir yerde de olayı dillendirme gereği hissetmedik. Bir hafta önceki tur yazısının  son kısmında yer alan ve etkinlikte yaşanılan olayları kendi açımızdan değerlendirdiğimiz yazıyı da blog sayfası hariç hiçbir yerde paylaşmadık. 3. Şehitlere Saygı Bisiklet Turunda perde arkasında neler olmuş merak edenler http://bisikletlecanakkale.blogspot.com.tr/2014/04/3sehitlere-sayg-turu.html adresinden açıklamamıza ulaşabilirler. İşte bu tür duygular içerisinde geçen bir haftanın sonrasında gerçekleştirilecek turun her zamanki gibi Çanakkale'yi ve değerlerini ön plana çıkaran bir içerikte olması gerekiyordu. Hem bu geleneğimize hem de hafta boyunca bizi çağıran çamurun sesine kulak vererek hazırladık rotayı. Bu hafta Turgut Reis Tabyası üzerinden Çınarlı köyünün üst tarafındaki pervanelere oradan da Elmacık köyüne gitmek için düştük yola. Bakalım yol bizi nereye kadar götürecek, hep birlikte göreceğiz.
     Bu hafta da daha önceki haftalarda olduğu gibi 116 Jandarma Kavşağında buluşarak Barbaros Mahallesine doğru ilerlemeye başlıyoruz. Barbaros Mahallesinden sonra KİPA'ya gidip Kepez civarında katılacak arkadaşlarla orada buluşmayı, KİPA'dan alışveriş yaptıktan sonra yola koyulmayı planlıyoruz. KİPA'nın karşısındaki boş araziye park edilmiş faytonu görünce zaten birbirinin aynı olan her zamanki pozlarımızdan birini verelim diye hazırlıklara başlıyoruz.
Klasik pozlardan (!) sonra KİPA'ya geçerek alışverişimizi yapıyoruz. Öğle yemeğinde bir çok turda olduğu gibi  sucuk ekmek yapmayı planlıyoruz. Bu haftaki tur ekibi oldukça geniş. Şehitlere Saygı Turunda birlikte pedalladığımız Oğuzhan ÇAKIR, Yakup GÜNCÜM ve Muhammet GÜNGÖR'ün yanında 17 Jant Grubundan Yunus ve Onur ÖZGÜN de bizimle birlikte pedallayacaklar arasında. Tabi turun en genci olarak Fettah'ın kuzeni Cem UYANIK'ı da unutmamak lazım. Ben, Ahmet, Ayşen, Burhan,Cumali, Erhan, Fettah ve Tuğba her zamanki gibi pedal başındayız bu hafta da. Hüseyin abi İstanbul'da, Sertaç Japonya'da, Kerem Kıbrıs'ta, Ahmet abi ise misafirlerinden dolayı evde. Yani bu hafta toplamda 14 kişiyiz. Alışverişten sonra çere yolundan Güzelyalı'ya doğru pedallamaya başlıyoruz.
Sabah saatlerinde yağan yağmur sonrasında deniz durgun ve kontrast yüksek. Böyle olunca da Güzelyalı'nın manzarası bir başka güzel.
Günün ilk çayı ve kahvaltı molası Güzelyalı'da Çilek Garden'da.
Kahvaltı ve çay arasından sonra Güzelyalı'da toplu fotoğraf çekimi gerçekleştirip yeniden düşüyoruz yola. Hedefimiz Çevre Yolunun üst tarafında ve Çanakkale Boğazına hakim bir noktada bulunan Turgut Reis Tabyası.
 Ve tabya karşımızda, bizi bekliyor.
Tabyaya geldik ve asfalt yol burada son buldu, parkurun bundan sonrası toprak. Biz tur için buluştuğumuz saatlerde hava açık ve güneşli olmasına karşın sabah 07:00-08:00 saatlerinde yağmur yağmış olması, bizi nasıl bir parkurun beklediğine ilişkin ipuçlarını veriyordu aslında. Ve öngörülerimiz bizi yanıltmadı. Bir kaç gündür aralıklarla devam eden yağmurun ardından tur sabahı da yağış olması geçeceğimiz toprak yolları tamamen çamura dönüştürmüş durumda. Tabi bir hafta boyunca "Çamur Bizi Çağırıyor!" diye beklentileri açığa vurunca doğa da bu beklentimizi karşılıksız bırakmamış. Tüm çamurun sebebi Burhan'dır, başka da açıklamaya gerek duymuyorum.
Çamurla boğuşmaktan bisiklete binemesek de açık havada Çanakkale ve boğaz manzarası çekilen tüm çileleri unutturacak nitelikte. Eğer hala o sırtlardan Çanakkale'yi seyretmediyseniz, biraz eksiksiniz demektir. Her köşeden her noktadan güzel Çanakkale ama buralar başka..
Tam çamurdan kurtulduk artık yol ot ağırlıklı, çamura girsek de otlar lastiklerimizi temizler, bisiklete binebiliriz diye düşünüyorduk ki, ön keşfe çıkan Burhan rotadaki yolun çalılıklar tarafından kesildiğini ve bisikletle ilerlenemeyeceğini bildirdi. Durum böyle olunca da Fettah ayrı bir koldan başka bir keşfe çıktı, sola doğru devam eden patikanın bir müddet sonra kaybolduğunu fark etti. Biraz sonra başlarına gelecekten habersiz şekilde rotaistten haber bekleyen masum bisikletçiler :)
GPS doğru yol üstünde olduğumuzu inatla göstermeye devam edince, çizilmiş rotadan sapmayıp Burhan'ın  kapalı dediği yol üzerinden gidilip gidilemeyeceğini anlamak için bu sefer ben keşfe çıktım. Burhan'ın çalılık denilen bölgeden geçip daha da ilerlediğimde yolun 100-150 metrelik bölümünün tamamen çalılarla kaplı olduğunu ancak burada dağdan ilerlenip yolun kapalı kısmının arka tarafına geçilebileceğini fark ettim ve grubu çağırdım. Bu arada yolun çallılarla tamamen kaplı olduğu bu bölgeye gelince çalılıkların arasında gizlenmiş olan bir geyik dağın üst kısımlarına doğru kaçtı. Böylelikle turlarımızda karşılaştıklarımız arasına Geyiği de eklemiş olduk.

Yolun tamamen çalılarla kaplanıp kapandığını fark eden ve "Rotaist bu ne?" diyen gruba cevabım; "Yol mu? Ne yolu? Yol ne arar la dağda?" Turun bundan sonrası çalılar ve dikenler arasında dağın zirvesine yolculuk. Yani "yardır.com"
Dağın zirvesinde açık havada Erhan kendine geldi, küçük Emrah triplerinden sıyrıldı.. Dağ havası Erhan'a iyi geldi..
Bu da zirve pozu. Malum bisikletler ellerde..
 Bisikleti sırtımızda omzumuzda taşıya taşıya çıktık yola. Bir müddet bisiklete binip ilerleyip yeniden  çamura sağlanan grupta Erhan ve Burhan sırtta bisiklet taşırken lastik patlatabilme becerisini gösterdiler. Bu açıdan da bir çok ilke imza attığımız tur olmaya devam ediyor. Daha tur bitmedi bakalım başımıza daha neler gelecek..
 Ve en güzel Çanakkale manzarası. Çekilen tüm yorgunluğu unutturucu nitelikte.
Artık bundan sonra daha kesintisiz bir şekilde bisiklete binebiliyoruz Erhan hariç.Sırtında taşırken lastik patlatmasının yanında turun %80'ini yürüyerek de başka bir ilke imza attı.. Burhan daha şanslıydı tabi Erhan'a göre. En azından mola yerine kadar bisiklete binerek gidebildi, ama lastik patlatma konusunda o da kendisini tescilledi.
 Erhan için pit-stop zamanı.
 Yola çıkarken  Turgut Reis Tabyasından Rüzgar tribünlerine oradan da Elmacık köyüne gitmeyi öğle yemeği için Elmacık köyündeki tarihi çınarların altındaki piknik alanında ateş yakmayı planlamıştık ancak, tabya ve rüzgar gülleri arasındaki parkurun beklediğimizden daha zorlu olması nedeniyle beklenenden daha geç saatte pervanelere ulaşıyoruz. Herkesin karnının acıkmış olması ve iyi efor sarf etmiş olmamız nedeniyle rotada kısaltma yapmaya karar veriyoruz. Mola yeri olarak Kızılcaören köyü sapağındaki tatlı su çeşmesini seçiyoruz ve çeşme başında ateşimizi yakıyoruz. Menüde yine sucuk var.
 Molayı fırsat bilen Burhan sırtta taşırken patlattığı lastiğini değiştiriyor.
İnce belli çay bardağından çay içerken kibarlık olsun diye kaldırılan serçe parmağı tadında kaldırıyor Fettah sağ bacağını, ateşi yakmak için üflerken. Bu hareket ancak bu kadar uzun bir cümleyle anlatılabilirdi sanırım :)
Şehitlere Saygı turundan sonra ilk defa kendi rotalarımızda  birlikte pedalladığımız Oğuzhan ve Yakup, citybike'la dağ etabını tamamlamanın verdiği rahatlık içerisindeler..
Ateş yandı, sucuklar pişti ve yendi. Şimdi sıra piknik alanından ayrılmadan önce ateşi söndürmeye geldi. Her zaman olduğu gibi İş Güvenliği Uzmanı Burhan yangın helikopteri tadında iş başında.
Ateş söndü artık eve dönme zamanı.. Kısa ama yorucu bir tur oldu. Kalafat' kadar devam eddecek olan iniş bisiklet üzerinde dinlenebilmek için iyi bir fırsat
Hafta boyu çamur bizi çağırıyor diye sayıklayınca tur katılamayacak olan Hüseyin abi "bu tur yıkamacıda biter" yazmıştı İstanbul'dan. Hüseyin abiyi mi kıracağız. Tur sonunda tamamen çamurla kaplanmış bisikletlerimizi temizlemek için doğruca benzin istasyonuna. Yıkamacı amca daha önce bir çok tur sonrasında bisikletleri yıkadığı için oldukça tecrübeli. Bize iş kalmıyor pek, kendimizi yıkamacının komutlarına teslim ediyoruz.
Bisikletlerimizi yıkayıp kuruladıktan sonra devam ediyoruz Çanakkale'ye doğru. Evine yaklaşan ayrıla ayrıla en son ben ve Ahmet kaldık grupta. Esenler mahallesinde oturmanın mükafatı tura  en önce başlayıp en son bitirmek..
 Bol çamurlu, çalı-çırpılı bu tur sonrasında öne çıkanlar;
-Bisikletle tur yapmak için illaki yol olması gerekmez,
-Bisiklet sırtta taşınırken de lastiği patlayabilir,
-Her çağrıya (çamur bizi çağırıyor) olumlu cevap vermek gerekmez,
-Turgut reis tabyasının üst taraflarında geyikle karşılaşabilirsiniz,
-Ağızdan salyalar akıtarak sağa sola saldırmak haklı olduğunuz anlamını taşımaz,
-Susmak kabullenmekten değil Asalettendir.

Yolunuz dağlara, köylere düşerse bir Cumartesi mutlaka karşılaşırız...Bizi izlemeye devam edin!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder