5 Mart 2015 Perşembe

Çiftlikdere-Salavat-Aşağıokçular Turu

Tarih: 28.02.2015
Mesafe: 45 km
Yol Arkadaşları: Ayşen AKGÜN, Erhan ACAR, Fettah UYANIK, Hüseyin ÖZDEN. Tuğba AÇAR ve Ali CAMUZ
Yazan: Ayşen AKGÜN

Route 2,914,026 - powered by www.bikemap.net

Aylardan Şubat, günlerden "Bisikletle Çanakkale" günü! Yani bir cumartesi klasiği. Haftalardır Şubat tatili ve işler güçler sebebiyle bir araya gelememiş olmanın hüznünü sevince dönüştüren gün. Uzun süren bu aradan sonra ben (Ayşen), Tuğba, Erhan, Fettah, Hüseyin ve aramıza yeni katılan Ali ile 116 Jandarma Kavşağında buluşuyoruz. Biraz sohbet, birkaç yudum çaydan sonra tur için hazırız. Günün ilk saatleri hafif yağışlı, bu nedenle yağmurluklarımızı da giyip düşüyoruz yola.
Dörtyol’a doğru pedal basarken epey çamura maruz kalıyoruz. Tabi ki bu alışkın olduğumuz, teker kitleyen, V-fren düşmanı çamurdan değildi. Üst baş batıran cinstendi.
Dörtyol’dan Kurşunlu’ya geçerken ağaçlı yolda aramıza yeni katılan arkadaşımızı biraz koşturalım istiyoruz. Mehmet’in bu turda olamamasının ceremesini de Ayşen (ben) çekiyor haliyle. Tripodu kur, zamanlamayı ayarla, düğmeye bas ve haydi koş kadraja yetiş. İlkokul günlerimizden kalma fişlerle anlatacak olursak;
*Kur Ayşen Kur. Tripodu kur.
*Gir BÇ gir. Kadraja gir.
*Koş Ayşen, kadraja koş.
 
Sanırım köpeklerde o gün bir etkinlik düzenlemişti ki yanlarından geçerken bizi pek önemsemediler. Zira Tuğba’nın o kadar çok köpeğin yanından geçmesi bir mucize olurdu. 
Kurşunlu’dan sonra Atikhisar barajının yanından tatlı bir tırmanışla Kayadere Köyü’nü geçiyoruz. Baraj gölünün harika manzarası eşliğinde Çiftlikdere yol ayrımına kadar asfalttan devam ediyoruz.
 Yol ayrımına geldiğimizde köprüden karşıya geçmek üzere olan çoban ve sürüsüyle karşılaşıyoruz. Genelde turlarda hep sürünün peşine denk gelirdik. Bu kez onlarla karşı karşıya kaldık ve sürü, üzerlerine gelen bisikletlileri görünce ürküp geri kaçmaya başladı. Çobanın sürüyü toplamaya çalışırken çıkardığı sesleri taklit eden Erhan, Hüseyin ve Fettah verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz der gibiydiler. Biz de yavaş yavaş yolumuza devam ediyoruz.
 Baharın habercisi çiçeklenen ağaçların önünde Tuğba ve Ayşen poz veriyorlar
Ali arkadaşımız bize çok iyi uyum sağlıyor. İlk defa böyle bir tura çıktığı halde kondisyonu gayet iyi.
Çiftlikdere’ye doğru tatlı bir tırmanış.
Çiftlikdere değirmenine doğru tatlı bir iniş.
Bu yıl kış bol yağışlı geçti. Bunun etkisini gürül gürül akan şelaleden anlayabiliyoruz. Erhan’ın yeni bisikletinin de ilk turu oldu ve tur sonunda ondan gayet memnundu. Bisikletini iyi günlerde kullanması dileğiyle.
Son zamanlarda Fettah’a bir haller oldu. Her molada nerede bir ağaç görse tırmanıyor. Tur esnasında hafta içi tırmandığı direkleri özlediğini düşünüyoruz ve onu kendi haline bırakıyoruz. 
Şelale kenarında yemeğimizi yedikten sonra Çiftlikdere Köyü’nün içinden geçip Salavat’a doğru yola çıkıyoruz.
Oradan mı girecektik, buradan mı çıkacaktık? Rotaist yoksa civarda amcalar teyzeler var ama bir rotaist değiller sonuçta. Erhan’nın yeni Gopro’su ile bu turda beyaz perdeye geri dönecek olmamızın heyecanı da vardı içimizde. Pembe monopodu da pek yakışmıştı Gopro’suna 
Çiftlikdere’den Salavat’a doğru hiç de tatlı olmayan bir bayır var. Bu yukarı akışlar hiç de tatlı değil anlayacağınız. Yukarı akış mı olur derseniz o da doğru ya... laf olsun, tarz olsun işte. verelim coşkuları tırmanalım rampaları...
Bir müddet çıktıktan sonra karşımıza çıkan Cingöz Hüseyin hayratı köprüden önce son çıkış misali bizi biraz soluklandırdı. Mekanı görür görmez hepimizin dilinden “of burada çok güzel kamp yapılır” cümleleri duyulmaya başladı. Hayaller Atikhisar Kır Şenliği, hayatlar Cingöz Hüseyin hayratı 
Hayaller güzel, dinlenmek güzel.. Fakat tırmanılacak bir bu kadar daha mesafe vardı önümüzde. 
 
Uzun süredir tur yapamıyor olmak kondisyonumuzu kötü yönde etkilemiş. Çiftlikdere Salavat arasındaki rampada test edip öğreniyoruz bunu. Kondisyon için, sağlık için bir daha bu kadar ara vermemek lazım deyip Salavat’a çıktığımızda karşımızda duran manzara karşısında gelecek rotaların planlarını yapıyoruz. Hepimiz bisikletçiyiz ama bir rotaist değiliz. Bu klasik rotaist pozumuz da bir süre aramızda olamayacak Mehmet'e gelsin... 
Anladık ki bir gruba birden fazla rotaist uygun değil :) Bakalım haftaya nereye gideceğiz, nereden gideceğiz. herkesin işaret ettiği yöne bakılırsa yolda kaybolacağımız kesin :) 
Fettah’ın Karapınar’a gitmek için yaptığı ısrarlara hayır demiştik ama Ebe Kuyusu’nu teklifine hayır diyemedik, neden mi? Çünkü yolumuzun üstündeydi.  Tabi ki Fettah’ın Ebe Kuyusu hakkında anlattığı hikayeye inanmadık ama buraya neden bu adın verildiği konusunda hiçbirimizin de bir fikri yoktu.
Fettah’ın yeni kaskı. Kask hayatınızı ve aklınızı korur. tabi hala kaçırmadıysanız :) (kamu spotu)

Her inişin bir çıkışı olduğu gibi, her çıkışın da bir inişi var... Eğer Çiftlikdere'den Salavat'a çıktıysanız, Değirmendereye kadar olan inişi hak etmişsinizdir. Ve bundan sonraki çay molasını vereceğiniz Aşağıokçulara pek mesafe kalmamıştır. Değirmendere’den Aşağıokçular Köyü’ne hem çay molası vermek hem de bir süre önce bisiklet hediye ettiğimiz küçük Seyit’i görmek umuduyla inişe geçiyoruz.
Aşağıokçular Köyü’ne ulaştıktan bir süre sonra Seyit de yanımıza geliyor. Neler yaptığını ve bisikletiyle arasının nasıl olduğunu soruyoruz. Muhabbetimiz esnasında gözleri masadaki eldivenlere takılıyor ve bizden bir dahaki sefer 2 çift eldiven getirmemizi istiyor, biri kendisi için diğeri de abisi için. 
Turumuzu Kepez’de sonlandırıyoruz. Aramıza yeni katılan Ali’yi tanıdığımız için memnun olduk. Bizimle öyle uyumluydu ki sanki uzun zamandır bizi tanıyordu. Aslında öyle de sayılırdı. Bisikletini aldıktan sonra birlikte pedallayabileceği bir grup aramış bizi kendine yakın hissetmiş hatta tur fotoğraflarımızı ve yazılarımızı takip etmişti. Bizimle olmayı tercih ettiği için kendisine teşekkür ederiz. Başka bir turda görüşmek dileğiyle. 
2014 yılında  ortalama iki hafta da bir tur gerçekleştiren bizler için "çoookkk uzun" olan bir aradan sonra yeniden bisiklet üstündeyiz. Fiziken yanımızda olamayan arkadaşlarımız ruhen yanımızda ve bilgisayar başında heyecanla fotoğraflarımızı bekliyorlar, biliyoruz. En kısa sürede yeniden birlikte pedallayacağımıza olan inancımız tam.. Bizi ve turlarımızı izlemeye devam edin ve tabi ki taklitlerimizden kaçının...

Bu arada Çanakkale Tabip Odası ile birlikte düzenlediğimiz İnsancıl Sağlık Bisiklet Turu 08.03.2015 Pazar günü.. Fotoğraflarınızdan sizi takip ediyorum, ama sizin gittiğiniz yerlere ben gelemem bisikletle diyenler için kaçırılmayacak bir fırsat. Tırmanışsız, çamursuz bir şehir içi bisiklet turu. Herkesi birlikte bisiklete binmeye davet ediyoruz. Doğamız için, sağlığımız için birlikte bisiklete binelim..
  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder