Mesafe: 45 km
Yol Arkadaşları: Ayşen AKGÜN, Erhan ACAR, Fettah UYANIK, Hüseyin ÖZDEN. Tuğba AÇAR ve Ali CAMUZ
Yazan: Ayşen AKGÜN
Route 2,914,026 - powered by www.bikemap.net
Aylardan Şubat,
günlerden "Bisikletle Çanakkale" günü! Yani bir cumartesi klasiği.
Haftalardır Şubat tatili ve işler güçler sebebiyle bir araya
gelememiş olmanın hüznünü sevince dönüştüren gün. Uzun
süren bu aradan sonra ben (Ayşen), Tuğba, Erhan, Fettah, Hüseyin ve aramıza yeni katılan Ali ile 116 Jandarma Kavşağında
buluşuyoruz. Biraz sohbet, birkaç yudum çaydan sonra tur için
hazırız. Günün ilk saatleri hafif yağışlı, bu nedenle yağmurluklarımızı da giyip düşüyoruz yola.
Dörtyol’a doğru pedal
basarken epey çamura maruz kalıyoruz. Tabi ki bu alışkın
olduğumuz, teker kitleyen, V-fren düşmanı çamurdan değildi. Üst
baş batıran cinstendi.
Dörtyol’dan Kurşunlu’ya
geçerken ağaçlı yolda aramıza yeni katılan arkadaşımızı
biraz koşturalım istiyoruz. Mehmet’in bu turda olamamasının
ceremesini de Ayşen (ben) çekiyor haliyle. Tripodu kur, zamanlamayı
ayarla, düğmeye bas ve haydi koş kadraja yetiş. İlkokul günlerimizden kalma fişlerle anlatacak olursak;
*Kur Ayşen Kur. Tripodu kur.
*Gir BÇ gir. Kadraja gir.
*Koş Ayşen, kadraja koş.
*Kur Ayşen Kur. Tripodu kur.
*Gir BÇ gir. Kadraja gir.
*Koş Ayşen, kadraja koş.
Sanırım köpeklerde o
gün bir etkinlik düzenlemişti ki yanlarından geçerken bizi pek
önemsemediler. Zira Tuğba’nın o kadar çok köpeğin yanından
geçmesi bir mucize olurdu.
Kurşunlu’dan sonra
Atikhisar barajının yanından tatlı bir tırmanışla Kayadere
Köyü’nü geçiyoruz. Baraj gölünün harika
manzarası eşliğinde Çiftlikdere yol ayrımına kadar asfalttan
devam ediyoruz.
Yol ayrımına
geldiğimizde köprüden karşıya geçmek üzere olan çoban ve
sürüsüyle karşılaşıyoruz. Genelde turlarda hep sürünün
peşine denk gelirdik. Bu kez onlarla karşı karşıya kaldık ve
sürü, üzerlerine gelen bisikletlileri görünce ürküp geri
kaçmaya başladı. Çobanın sürüyü toplamaya çalışırken
çıkardığı sesleri taklit eden Erhan, Hüseyin ve Fettah
verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz der gibiydiler.
Biz de yavaş yavaş yolumuza devam ediyoruz.
Ali arkadaşımız bize
çok iyi uyum sağlıyor. İlk defa böyle bir tura çıktığı
halde kondisyonu gayet iyi.
Çiftlikdere’ye doğru tatlı bir tırmanış.
Bu yıl kış bol yağışlı geçti. Bunun etkisini gürül gürül akan şelaleden anlayabiliyoruz. Erhan’ın yeni bisikletinin de ilk turu oldu ve tur sonunda ondan gayet memnundu. Bisikletini iyi günlerde kullanması dileğiyle.
Son zamanlarda Fettah’a bir haller oldu. Her molada nerede bir ağaç görse tırmanıyor. Tur esnasında hafta içi tırmandığı direkleri özlediğini düşünüyoruz ve onu kendi haline bırakıyoruz.
Şelale kenarında
yemeğimizi yedikten sonra Çiftlikdere Köyü’nün içinden geçip
Salavat’a doğru yola çıkıyoruz.
Oradan mı girecektik, buradan mı çıkacaktık? Rotaist yoksa civarda amcalar teyzeler var ama bir rotaist değiller sonuçta. Erhan’nın yeni Gopro’su ile bu turda beyaz perdeye geri dönecek olmamızın heyecanı da vardı içimizde. Pembe monopodu da pek yakışmıştı Gopro’suna
Çiftlikdere’den Salavat’a doğru hiç de tatlı olmayan bir bayır var. Bu yukarı akışlar hiç de tatlı değil anlayacağınız. Yukarı akış mı olur derseniz o da doğru ya... laf olsun, tarz olsun işte. verelim coşkuları tırmanalım rampaları...
Bir müddet çıktıktan sonra karşımıza çıkan Cingöz Hüseyin hayratı köprüden önce son çıkış misali bizi biraz soluklandırdı. Mekanı görür görmez hepimizin dilinden “of burada çok güzel kamp yapılır” cümleleri duyulmaya başladı. Hayaller Atikhisar Kır Şenliği, hayatlar Cingöz Hüseyin hayratı
Hayaller güzel, dinlenmek güzel.. Fakat tırmanılacak bir bu kadar daha mesafe vardı önümüzde.
Uzun süredir tur yapamıyor olmak kondisyonumuzu kötü yönde etkilemiş. Çiftlikdere Salavat arasındaki rampada test edip öğreniyoruz bunu. Kondisyon için, sağlık için bir daha bu kadar ara vermemek lazım deyip Salavat’a çıktığımızda karşımızda duran manzara karşısında gelecek rotaların planlarını yapıyoruz. Hepimiz bisikletçiyiz ama bir rotaist değiliz. Bu klasik rotaist pozumuz da bir süre aramızda olamayacak Mehmet'e gelsin...
Anladık ki bir gruba birden fazla rotaist uygun değil :) Bakalım haftaya nereye gideceğiz, nereden gideceğiz. herkesin işaret ettiği yöne bakılırsa yolda kaybolacağımız kesin :)
Fettah’ın Karapınar’a gitmek için yaptığı ısrarlara hayır demiştik ama Ebe Kuyusu’nu teklifine hayır diyemedik, neden mi? Çünkü yolumuzun üstündeydi. Tabi ki Fettah’ın Ebe Kuyusu hakkında anlattığı hikayeye inanmadık ama buraya neden bu adın verildiği konusunda hiçbirimizin de bir fikri yoktu.
Fettah’ın yeni kaskı. Kask hayatınızı ve aklınızı korur. tabi hala kaçırmadıysanız :) (kamu spotu)
Her inişin bir çıkışı olduğu gibi, her çıkışın da bir inişi var... Eğer Çiftlikdere'den Salavat'a çıktıysanız, Değirmendereye kadar olan inişi hak etmişsinizdir. Ve bundan sonraki çay molasını vereceğiniz Aşağıokçulara pek mesafe kalmamıştır. Değirmendere’den
Aşağıokçular Köyü’ne hem çay molası vermek hem de bir süre
önce bisiklet hediye ettiğimiz küçük Seyit’i görmek umuduyla
inişe geçiyoruz.
Aşağıokçular Köyü’ne ulaştıktan bir süre sonra Seyit de yanımıza geliyor. Neler yaptığını ve bisikletiyle arasının nasıl olduğunu soruyoruz. Muhabbetimiz esnasında gözleri masadaki eldivenlere takılıyor ve bizden bir dahaki sefer 2 çift eldiven getirmemizi istiyor, biri kendisi için diğeri de abisi için.
Turumuzu Kepez’de sonlandırıyoruz. Aramıza yeni katılan Ali’yi tanıdığımız için memnun olduk. Bizimle öyle uyumluydu ki sanki uzun zamandır bizi tanıyordu. Aslında öyle de sayılırdı. Bisikletini aldıktan sonra birlikte pedallayabileceği bir grup aramış bizi kendine yakın hissetmiş hatta tur fotoğraflarımızı ve yazılarımızı takip etmişti. Bizimle olmayı tercih ettiği için kendisine teşekkür ederiz. Başka bir turda görüşmek dileğiyle.
2014 yılında ortalama iki hafta da bir tur gerçekleştiren bizler için "çoookkk uzun" olan bir aradan sonra yeniden bisiklet üstündeyiz. Fiziken yanımızda olamayan arkadaşlarımız ruhen yanımızda ve bilgisayar başında heyecanla fotoğraflarımızı bekliyorlar, biliyoruz. En kısa sürede yeniden birlikte pedallayacağımıza olan inancımız tam.. Bizi ve turlarımızı izlemeye devam edin ve tabi ki taklitlerimizden kaçının...
Bu arada Çanakkale Tabip Odası ile birlikte düzenlediğimiz İnsancıl Sağlık Bisiklet Turu 08.03.2015 Pazar günü.. Fotoğraflarınızdan sizi takip ediyorum, ama sizin gittiğiniz yerlere ben gelemem bisikletle diyenler için kaçırılmayacak bir fırsat. Tırmanışsız, çamursuz bir şehir içi bisiklet turu. Herkesi birlikte bisiklete binmeye davet ediyoruz. Doğamız için, sağlığımız için birlikte bisiklete binelim..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder