21 Mart 2015 Cumartesi

Musaköy-Yapıldak Turu

Tarih: 14.03.2015
Mesafe: 30 km
Yol Arkadaşları: Ayşen AKGÜN, Cumali ÖZLER, Erhan AÇAR, Hüseyin ÖZDEN, Sertaç KASAPLAR, Tuğba AÇAR, Çağrı EGE, Dario EBERLİ ve Yakup GÜNCÜM
Yazan:Ayşen AKGÜN



Route 2,927,779 - powered by www.bikemap.net

Bu kış hava, barajları dolduracak, hasatları coşturacak kadar çok yağdı. Sağolsun yağışlar da genelde turlarımızı gerçekleştirdiğimiz cumartesi günlerine denk geldi. İşte yine yağmurlu bir cumartesi sabahında, 116 Jandarma kavşağında Çilek kafede arkadaşlarımızın toplanmasını beklerken çaylarımızı yudumluyoruz. Ayşen, Tuğba, Erhan, Cumali, Hüseyin, Çağrı ve uzun bir aradan sonra Yakup da buluşma noktamıza geliyor. Yakup’u özlemişiz. O da bizi ve turlarımızı çok özlemiş, yüzündeki gülümsemeden bu belli oluyor. Çağrı ise Bisikletle Çanakkale’yi çok kısa sürede benimseyen ve bizlere uyum sağlayan katılımcılarımızdan biri. Kendisini tanıdığımız için mutluyuz. İnsancıl sağlık turundaki röportaj performansını da unutmuyor ve teşekkür ediyoruz.
Bu haftaki turumuzda farklı bir misafirimiz de olacak. Adı Dario Eberli. Kendisi İsviçre’den bisikletiyle yola çıkıp Hindistan’a kadar gitmeyi planlayan bir gezgin. Dario, turunun Türkiye ayağının başlangıcında, grubumuzun Warmshowers turcularının dostu olan Sertaç arkadaşımızın evinde birkaç gün konaklayacak. Fransızcanıza güveniyorsanız Dario’nun hikâyesini https://darioeberli.wordpress.com/ sayfasından okuyabilirsiniz. Fransızcanız yoksa da en azından geçtiği ülkelerde çektiği fotoğrafları incelemenizi öneririz.
Dario ve Sertaç da gelince turumuza başlıyoruz.  İlk hedefimiz Çan yolundan Dörtyol oluyor. Dörtyol kavşağından Işıklar köyüne doğru dönüyoruz. 1-2 km ilerledikten sonra Işıklar’a sapmadan Kemel köyüne doğru tırmanışa geçiyoruz ve böylece Kemel köyünü arka yoldan dolaşmış oluyoruz.
Tırmanış sırasında adını Bobi koyduğumuz bir köpek Damyeri, Bodurlar sapağına kadar bize eşlik ediyor. Sertaç, kendi gibi bisiklet ve bisikletçi dostu Bobi’yi Bisikletle Çanakkale üyesi olması için ikna etmeye çalışıyor.
Önceki hayatında sirkte hayvan terbiyecisi olarak çalıştığını düşündüğümüz Cumali, Bobi’ye birkaç numara gösteriyor.
Malum hava da yağışlıyken Çanakkale 18 Mart Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünde görev yapan Çağrı, Dario ile yol boyunca sular-seller gibi İngilizce konuşuyor.
 Hüseyin her zamanki gibi formunda :)
Kemel-Musaköy sapağına doğru tırmanırken yol üstünde tanışıp sevdiğimiz Bobi de bizi izlemeye devam ediyor.
Tırmanış bitiminde Kemel köyünün alt tarafındaki Musaköy yol ayrımına geliyoruz. Bugünkü turumuzda tırmanmayı planladığımız en yüksek nokta burası. Yağmur altında uzun süren tırmanışın ardından biraz soluklanıp bu kadar bayır yeter deyip Musaköy’e doğru inişe geçiyoruz.
İnişe başlarken tırmanışta bize eşlik eden Bobi'ye veda edip devam ediyoruz yolumuza.
 Tur esnasında bile kulaklıkla maç dinleyen Cumali, aldığı gol haberiyle sevincini gizleyemiyor.
Dario’yu koşturmadan yollamak olmaz ama belli ki ona tam olarak ne yapacağımızı anlatamamışız. Koşması gerektiğini son anda anlayıp bisikletinden inmeye çalışıyor ama artık çok geç.
Musaköy’e geliyoruz. Hem yemek molası vermeye hem de sıcacık bir çaya ihtiyacımız var. Köy kahvesine girip soluklanıyoruz. Dışarısı o kadar soğuk ki Tuğba ve Ayşen’in fotoğraf makinalarının objektifleri buğu yapıyor. Bu sebeple kahvenin içinde fotoğraf çekemiyoruz.
 Musaköy'den ayrılma vakti.
Musaköy’den ayrılıp Yapıldak köyüne pedallıyoruz. Yapıldak’ı geçip anayola iniyoruz. Karacaören altına gidebilmek için anayolun karşısına geçmemiz gerekiyor. Bu noktada sol taraftaki toprak patikanın devamındaki altgeçidi fark ediyoruz. O ana kadar tekerimiz toprak yüzü görmediğinden biz MTBcilerin gözleri ışıldamaya başlıyor. Hemen yola giriyoruz fakat girmemizle çıkmamız bir oluyor.
Evet yolun karşısındaydık ama tekrar anayola çıkmıştık. Sanırız dünyanın en kısa MTB parkuru buydu
Anayoldan devam edip Karacaören altına tarlalar arasından gideceğimiz girişi bulmaya çalışıyoruz. Ah rotaist neredesin diye iç geçirenlerimiz oluyor.
 Sonunda bir patika daha bulup turu toprak yolla tamamlamak niyetindeyiz.
Birkaç metre ya gittik ya gitmedik, sabah yağan yağmurun azizliği işte, çamur tekerleklerimizi kilitliyor. Hadi biz alışkınız neyse ya çamurluğu olan, Avrupa’nın bisiklet yollarına alışık Dario ne yapsın. Buralar Avrupa’nın yollarına benzemez hele ki çamuru hiç benzemez sevgili Dario :)
Milyarlık tur bisikleti çamura batmasına rağmen hiçbir olumsuz tepki vermedi Dario. Helal olsun vallahi…
Bu şekilde daha fazla ilerleyemeyeceğimizi anlayıp anayol üzerinden, Karacaören içinden dönmeye karar veriyoruz.
 Çamur cildi güzelleştirdiği gibi Erhan’a da iyi gelmişti,verdi coşkuyu…
 “Hiç uğraşmayın arkadaşlar bu tur yıkamacıda biter.”
Az önceki parkur Ayşen’i çok yormuş olmalı ki Karacaören rampasında Cumali’ye Fettah muamelesi yapıyor. Tabi bu turda rotaist Mehmet'in yanında Hulk Fettah da özlenenler, yokluğu hissedilenler arasında.
 Karacaören içinde kısa bir alışveriş molası..
 Bir turu daha başarıyla tamamlamış olmayı “o çam ağacının altında” kutlayalım istiyoruz. Cumali ve Yakup Didi’siz kutlamam diyenlerden.
Turun başından beri Dario’nun rastalı saçlarını gözüne kestiren Ayşen sonunda emeline ulaşıyor. Rasta Ayşen’e yakışıyor mu bunu sizin takdirine bırakıp bir sonraki turu iple çekmeye başlıyoruz. Bir sonraki turda bakalım Çanakkale'nin hangi köşesinde pedallıyor olacağız. Çanakkale'nin güzelliklerini görmek için bizi izlemeye devam edin..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder