Akşam turlarımımızın ilkini gerçekleştirdiğimiz 06.04.2012 tarihinden sonra hava koşullarının da olumsuz etkisiyle akşam turlarımızı gerçekleştirememiştik.Akşam turlarımıızn ikincisini gerçekleştirmek üzere yine her zamanki yerimizde kordondaki truva atının yanında buluşuyoruz... tursuz geçen günlerin acısını muhabbetle kapatmaya çalışsak da pedal çevirmeden olmuyor..
Turumuza ve grubumuza yeni katılan arkadaşlar da o akşam yanımızda.. umarız katılımları daim olur..
Sezginer hocamızın misafiri yabancı bir konuğumuz da vardı turda...
tur öncesi son bakım..
tura çıkmadan önce toplu şekilde fotoğraf çekimleri...
turumuza başlayıp Demircioğlu Caddesi, Atatürk CAddesi, Sarıçay Kenarı, Aziziye Caddesi, Yeni Kordon ve Hüseyin Özcan Çocuk Yuvasının hemen önünde yeniden Atatürk Caddesine çıkarak devam ediyoruz yolumuza. Bölge Trafik ve KİPA'nın önünden geçip Kepez sınırlarına girdikten sonra Güzel Sanatlar Lisesinin yanından kordona inip devam ediyoruz yolumuza, Dardanosa varıncaya kadar...
Aslında Dardanos'a ulaştıktan sonra köyün içerisinden geçip eski İzmir yolundan Kpez'e dönmeyi planlamıştık ama nasip değilmiş,, Tuğba'nın başına gelen talihsiz kaza yüreklerimizi ağzımıza getirse de ıslanmak dışında bir hasarının olmaması ve sağlığının yerinde olması sevindiriciydi.. bu arada bisiklet de yıkanmış oldu tabii.
bakakalırım suya gömülen bisikletimin ardından:))
başta murat olmak üzere herkes seferber oldu Tuğba'yı ve bisikletini kurtarmak ve kurutmak için...
başka zaman çok komik gelebilcek bu kare, olay anında o kadar da komik gelmemişti. ama şimdi baktıkça gülümseten bir anı olarak kalacak blog sayfamızda... ağaç dalıyla bisiklet yakalamak... Rastgele Murat Başkan..:))
Tuğba uçuş dalında göstediği üstün performans sonrasında tebrikleri kabul ediyor:)
Murat başkan ağaç dalıyla bisiklet yakalamayı beceremeyince tuğba nasılsa ıslandım deyip daldı suya, artık bahtına ne çıkarsa... dardanos deresinden bir bisiklet.....
Kurtarma ekibinden Murat başkanın kurulanma ve tebrikleri kabul seremonisi...
demek ki neymiş?... Akşam turlarına ışıksız katılmak iyi değilmiş, bir an önce ışık sistemi edinmek gerekirmiş.. ayrıca karanlıkta yol alırken arkadaki arkadaşla muhabbet etmek için geriye dönmek insanı ıslatabilirmiş... (tecrübeyle sabittir)
yaşadığımız kaza olayının üstüne gökyüzünde şimşeklerin de çakmaya başlamasıyla, aynı yoldan geri dönmeye karar verdik. hedefimiz Kepez Kordondaki Çay bahçesi... çay içip ısınmak lazım....
Bu çay bahöesi daha önce bu kadar bisikleti ve bisikletçiyi bir arada görmemiştir.. ama bundan sonra sık sık göreceğine olan inancımız da tamdır... evet gelsin sıcacık çaylar... nasıl olsa çaylar Murat Varol'dan...
Kepez'dena yrılıp turun başlangıç yeri olan Truva Atının önüne geliyoruz.. kısa bir değerlendirme ve pazar günkü turun bilgilendirmesinin ardından dağılıyoruz evlerimize..
bu arada unutmadan şunu da eklemek lazım, atın önünde flaşörlü yelekleri gören iki polis memuru gelerek Vali beyin yoldan geçerken bizi görüp merak ettiğni, bizim kim olduğumuzu öğrenmek istediklerini söylediler.. e biz de anlattık tabi kendimizi... kendi dilmizden anlattığımız BİZ, polis memurunun sesinden telefonla başka bir polis memurunun kulağına iletildi... Bizim kim olduğumuzun vali beye iletileceğini düşünüp beklerken telefonun diğer tarafındaki polis memuru bizim taraftaki polis memuruna toplu şekilde yola çıkışlarımızda 155'i arayıp bilgilendirmemizin iyi olacağını söylemiş... biz kendisinin yalancısıyız, kulağımızla duymadık... bir dahaki tura inşallah...
Videolar;
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder